22 Eylül 2011 Perşembe

Nasıl kendim olarak kalabilirim?


İnsanlara çok yaklaştığım zaman kendimi kaybettiğimi hissediyorum..
Aslında herkes eşsizdir.
Sürekli hedefler peşinde koşmayı bir an bırakabilsen eşsiz olduğunu anlarsın.
Bu keşfedilecek bir şey değildir; zaten oradadır.
Bu zaten böyledir: Var olmak eşsiz olmaktır.
Olmanın başka bir yolu yoktur.
Bir ağacın her yaprağı eşsizdir, kıyıdaki her çakıl taşı eşsizdir; olmanın başka bir yolu yoktur.
Aynı şeyden iki tane var olmaz, o yüzden de birisi olmaya gerek yoktur.
Sen sadece kendin ol ve o anda eşsizsin, karşılaştırılamazsın.
O yüzden bunun bir paradoks olduğunu söylüyorum:
Arayanlar yenilir ve zahmete girmeyenler hemen kazanır.
Ama kelimelerle kafan karışmasın. Tekrarlamama izin ver:
Olağandışı olma arzusu çok sıradandır çünkü herkeste vardır bu.
Ve sıradan olacak kadar anlayışlı olmak çok olağandışıdır çünkü çok ender olur bu.
Lao Tzu'nun büyük öğrencilerinden biri, Lieh Tzu anlatır;
budalanın biri elinde bir mumla ateş arıyormuş:
"Ateşin ne olduğunu bilseydi pirincini de bir an önce pişirebilirdi.
Bütün gece aç kaldı çünkü ateş arıyor ve bulamıyordu ve elinde bir mum vardı.
Mumun olmasa, karanlıkta araman nasıl mümkün olurdu?"
Eşsizliğin peşindesin ve o senin elinde.
Bunu anlayabilirsen pirincini bir an önce pişirebilirsin.
Ben pirincimi pişirdim ve biliyorum.
Gereksiz yere aç kalıyorsun; pirinç orada, mum orada; mum, ateş.
Mumu alıp aramana gerek yok.
Eline bir mum alıp bütün dünyayı arıyorsan ateş bulamazsın çünkü ateşin ne olduğunu anlamıyorsun.
Aksi halde anlamış olurdun çünkü mum önündeydi, elinde tutuyordun.
Durum bu..
İnsan bunu ancak sıradan olmaya hazır olduğunda anlar.
Ama eğer anlıyorsan problem yoktur; 
Eğer anlamıyorsan problem gibi görünür; eğer anlıyorsan güzeldir, gizemlidir.
Sıradan ol; olağandışı olursun. Olağandışı olmaya çalış; sıradan olursun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder